Facebook
Twitter
YouTube
android
  • Anasayfa
  • Ömer Öztürk
    • Kısa Bir Anlatımla Ömer Öztürk
    • Hayatı
    • Ahlak ve Yaşantısı
    • Manevi Halleri
    • Hakkında Söylenenler
    • MTTB ve Ömer Öztürk
  • Sohbetleri
    • Kısa Sohbetleri
    • Uzun Sohbetleri
  • Eserleri
  • Üstadı
  • Galeri
  • Faydalı Linkler
    • Hz. Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.)
    • Esad Erbili (k.s.)
    • Ömer Öztürk Camii
    • Ramazanoğlu Mahmud Sami (k.s.) Camii
    • Milli Türk Talebe Birliği
    • Fatih Gençlik Vakfı
    • Feriköy Öğrenci Yurdu
    • Ömer Öztürk Öğrenci Yurdu
    • Misvak Neşriyat
    • Hadislerle Hanefi Fıkhı
  • İletişim

Hacc Ziyaretleri

2 Şubat 2016admin

ar. Bir de baktım karyola ve yatak getirmişler. Dedim ki onlara “1394’te Hazret’e sırtımda yatağı taşıdım. Birkaç sene sonra da Allahü Te’âlâ ben istemeden böyle yatak gönderdi. Allah (c.c.), Hazret için ne yaparsam bu tarafta da karşılığını veriyor inşâallah. Cenâb-ı Hakk öbür taraftaki mükâfaatları zâyi etmesin. Esas karşılığı o tarafta versin.”

BURSALI HAKKI EFENDİ İLE HACC YOLCULUĞU

Bursalı Hakkı Efendi vardı. Bizim birader, “Bu sene hacca arabayla git, Hakkı Abi’yi de götür. Ma’nen istifâde edersin.” diyordu. Neyse ihvândan Hakkı Efendi diye birini gördük. Adamın konuşma ve hâlleri hoşuma gitmedi. Abi’me dedim ki, “Konuşmalarında saçma sapan şeyler anlatıyor. Uçuyor, kaçıyor. Bizim böyle uçmayla kaçmayla işimiz yok. Ben bu adamı sevmedim bu adamla hacca macca gidemem.” dedim.

Abi’m “Aman Ömercim, ben söz verdim, rezil olurum yapma etme!” dedi. Aradan bir müddet geçti. Efendi Hazretleri’nin hâdimesi Fatma geldi. “Babam seni çağırıyor.” dedi. Gittim, Efendi Hazretleri “Ömer, evladım. Bu sene inşâallah hacca Bursalı Hakkı ile gidersiniz. Kendisi defaatle hac yapmıştır. Arapça da bilir. Size yol delîli olur.” buyurunca “Baş üstüne, tamam.” dedim.

Hakkı ile arabaya bindik, bir de yanımızda Nuri Çekirdekçi adında bir mürîdi vardı. Yola çıktık. Ankara asfaltındayız. Başladı: “İşte dün gece Uganda’dan (ma’nen) muz geldi, yedik, vs.” Tam orada trafik levhası İçmeler sapağını gösteriyor. Çektim arabayı kenara “Bana bak Hakkı, Hazret götür dedi ben seni onun için götürüyorum. Hâfız-ı Kur’an’sın. Şimdi buradan başla. Kaç tane hatim indirirsen Mekke’ye, Medîne’ye kadar başımız üstüne, dinlerim. Bildiğin hadis varsa onları da söyle. Efendi Hazretleri’nden duyup dinlediğin menkîbeler varsa onlar da başım üstüne. Bir daha Uganda, muz, uçtuk, kaçtık, duymak istemem.” dedim.

Nuri Çekirdekçi, “Aman Ömer Abi çok büyük ma’nevî görevli bir zâttır. Sana bir zararı olmasın, bir şey deme buna.”dedi. Ona da “Bana bak, kes sesini, sen de aynı şeye tâbisin. Saçma sapan konuşmak yok!” dedim.

Medîne-i Münevvere’ye geldik. Bir ev tuttuk. Ev işleri bulaşık, yemek, temizlik vs. sırayla yapılacak. “Bulaşık, temizlik, vb. işleri yaparım ama ben hayatımda yemek yapmadım. Yemek yapmayı bilmem, benim sıram gelince çarşıdan hazır alırım, siz de yersiniz.” dedim. Nuri Çekirdekçi, “O çok büyük bir velidir, onun bulaşığını ben yıkarım.” dedi. “Bana bak kes sesini, burada tezkiye-i nefse uğraşıyoruz. dedim.

Yıkasın bulaşığı, sürtülsün burnu!”

Nuri’ye bunları söylerken kendi de içerideydi hepsini duyuyordu. Bulaşık da yıkattırdım, evi de süpürttürdüm. Allah selâmette kılsın.

Allahü Te’âlâ kimsenin sonunu öyle etmesin. Ömrünün sonunda televizyonda Hakkı’yı göstermişler. İki bina arasına bir tünel açmış. Kadınlar bir taraftan giriyor diğer taraftan çıkıyor. Cennete yol kurmuş, parayla milleti tünelden geçiriyor. (20 sene evvel) Kadın televizyonda diyor ki: “Bir milyar para harcadım, hala cennetin kokusunu alamadım.” Bu durumlara düştü. Allah muhâfaza etsin. Kendisine Efendi Hazretleri o kadar itibar ederdi ki, “Namazı Hâfız Hakkı kıldırsın.” der, namazı o kıldırırdı. En son zamanlarında Hakkı, Halil İbrahim Erdönmez’e : “Artık namaza da başladım.” demiş. Ulu Camii’nin önünde kitap satardı. Bunu, şunun için söylüyorum. Mâneviyat yolu, oyuncak yolu değil. Bu yolu maddi geçimine âlet edersen bu hâllere düşersin.Allah muhafaza buyursun!

Medîne’de 12 kişi idik, en son Efendi Hazretleri, onunla hiç kimsenin münâsebet kurmamasını, görüşmemesini, konuşmamasını, sohbetlerine kabul etmemesini hepimize tebliğ etti. Burası böyle bir yer. Allah muhâfaza etsin.

1976 HACCI

Efendi Hazretleri 1976 haccına gitmesi için torununa “Ömer abine söyle, bu sene hacca arabayla gitsin, seni de hacca götürsün” buyurmuşlar.

“Peki, baş üstüne” dedim. Hazret götür dediyse mesele yok. 8 bin km. yol yapacağız. Ali ile Refik’e “siz de gelin arkadaşlık edersiniz” dedim.

Allah râzı olsun onlar da geldiler. Bizim bir station Peugeot araba vardı, hep beraber onunla hacca gittik.

MİNA’DA HAZRET’İN İKRÂMI

O senelerde hacca gidenler, haccın çok kalabalık olduğunu bilirler. O mahşerî kalabalıkta Mina’da çadırlarda bulunduğumuz sırada Suriyeli bir Hoca Efendi (sonradan adının Ömer olduğunu öğrendim): “Selâmün aleyküm. Siz Sâmî Efendi’nin evlâdı mısınız?” dedi. (Alnımızda mı yazıyor Hz. Sâmî (k.s.)’un evlâdı olduğumuz.)

“Evet” dedim.

“Tamam, benim size vereceğim hediyeler var. Şu dört portakal size filan yerden geldi, hediyemdir. Alın bunları, afiyetle yiyin.” dedi.

Eğer sen bu yola gönül vermişsen her zaman takip ve murâkabe altındasın bi-iznillah. Kaza geçirirsin yanında olur, (bk. kaza), yanıldığın yerde düzeltir. (bk. Rıfkı Danışman, Yavaş Konuş), Mina’da o mahşeri kalabalıkta seni buldurur, portakal bile ikrâm eder.

Allahü Te’âlâ onun evlâdı olarak yaşamayı ve hatm-i enfas etmeyi nasîb etsin. (Âmin)

Refik Tayla diyor ki: “Bize Mina’da portakal ikrâm eden zâtı hiç unutmuyorum. Düşmanına korku veren heybetli acayip bir görüntüsü vardı. Ömer Ağabey o zât gidince bize “Bu zât ma’nevî görevlidir.” demişti. Enteresan bir adamdı o…

Kaynak: Ma‘nevî Evlâdı Ömer Muhammed Öztürk’ün Sohbetleri

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube
Önceki yazı 1977 Hacc Yolculuğu ve Trafik Kazası Sonraki yazı MTTB’de Yapılan Bir Kısım Faaliyetler

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir